CHP’den ”Başkanlık ulusal güvenlik birimi” iddiası

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

FETÖ soruşturmalarıyla ilgili mahkemeye sunulan bir tutanağı gösteren CHP Sözcüsü Tezcan, bu tutanakta, bir kişiyle ilgili emniyet birimlerine “Bu kişinin terör örgütü bağlantısı var mıdır, yok mudur?” diye sorulduğunu kaydetti. Tezcan, tutanakta, laf konusu kişiyle ilgili toplanan bilgilerin “Başkanlık milli emniyet birimi” diye bir birime dayandırıldığını anlatım etti.

CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK) Umumi Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında, parti umumi merkezinde toplandı.

Toplantı sürerken açıklamada bulunan CHP Umumi Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Bülent Tezcan, Türkiye’nin hızlı bir şekilde bir istihbarat devleti olma yolunda ilerlediğini, tek adam rejiminin ahtapot gibi kollarıyla devlet düzenini altüst etmeye ve tek kişinin kontrolüne bağlamaya odaklandığını söyledi.

Emniyet birimlerince, FETÖ soruşturmalarıyla ilgili mahkemeye sunulan bir tutanağı gösteren Tezcan, bu tutanakta, bir kişiyle ilgili emniyet birimlerine “Bu kişinin terör örgütü bağlantısı var mıdır, yok mudur?” diye sorulduğunu kaydetti.

Emniyetin tutanağında, laf konusu kişiyle ilgili toplanan bilgilerin “Başkanlık milli emniyet birimi” diye bir birime dayandırıldığını anlatım eden Tezcan, “Devletin böyle bir kurumu yoktur. Veri havuzunda mahkemelerin ve savcılıkların soruşturma yapmak için bilgi sordukları Jandarma İstihbarat, MİT, Emniyet olabilir, buralar resmi bilgi toplayacak kurumlardır. Ama görüyoruz ki yargı organları soruşturma yaparken, diğer bir birimden daha emniyet bilgi alıyor” diye konuştu.

Tezcan, “Başkanlık milli güvenlik” diye bir birimin yasalarda olmadığını, bunun kanun dışı bir istihbarat toplama faaliyeti olduğunu vurgulayarak, “Böyle bir teşkilat kanunen kurulmuş değil. Birileri böyle bir teşkilat adına bilgi topluyorsa, bilin ki bu bir hususi örgüttür. Kanunen tanım edilmeyen ve hususi bilgi toplayan, fişleme yapan bu örgütler hukuk karşısında suç örgütüdür. Bu tip bilgi toplama Türk Ceza Kanunu’nun 132-140’ıncı maddeleri arasında düzenlenen suçu oluşturur” değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye’de “başkanlık” diye bir kurumun olmadığını anlatım eden Tezcan, AK Parti Umumi Başkanı, Başbakan, İçişleri Bakanı, Hak Bakanı ve hükümet yetkililerinden bunu açıklamalarını istedi.

“Bu ünite kimdir Kimler devlet içinde ‘Başkanlık milli emniyet birimi’ diye bilgi topluyor, fişleme yapıyor Bu bilgileri mahkemeler nasıl soruyor ve buna dayanarak dosya oluşturuyor Emniyet birimleri bunu nasıl veri havuzu kabul ederek mahkemelere bildiriyor?” diye soran Tezcan, bunun yeni bir enlem devlet yaratma süreci olduğunu söyledi.

“ÖZEL İSTİHBARAT ÖRGÜTLERİ OLUŞTURULUYOR”

Tezcan, bunun, başkanlık rejimi hevesi içerisinde olanların, yasal dayanağı olmadan başkanlık gizli örgütleri kurduğunun işareti olduğunu öne sürerek, şunları kaydetti:

“Hükümet, hemen bu işi açığa çıkarmak zorundadır. Bu suçu kimler işliyorsa, o kanun dışı fişlemeleri yapan ve o örgütü kuranların hak önüne çıkması gerekir. Başkanlık dedikleri hangi başkanlıktır? Belli ki ‘Türkiye’yi yeni bir sisteme taşıyoruz’ diyenler aslında yeni bir enlem devlet oluşturma girişimindedirler. Bu uygulamalar tarihte yabancı, bilinmeyen uygulamalar değildir. Tarihte tüm diktatörler kendilerine bağlı hususi istihbarat örgütleri kurmuşlardır. Mesela Hitler’in, Mussollini’nin, Salazar’ın, Pinochet’in, Saddam’ın, Kaddafi’nin kendilerine bağlı hususi istihbarat örgütleri vardır. Demek ki Türkiye’de aynı şekilde bir diktatöre bağlı hususi istihbarat örgütleri oluşturuluyor. Bu işin aydınlığa kavuşturulması, Türkiye’nin hukuk devleti ve milli güvenliği açısından son radde elzemdir.”

AK Parti Umumi Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın dün yaptığı bir konuşmada, CHP Umumi Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu tehdit ettiğini ileri süren Tezcan, “Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturduğu günden itibaren devletin en tepesinden, milletin ve politika kurumunun tehdit edildiği bir süreç yaşıyoruz. Biz bu tehditlere ayakkabı bırakmayacağız. Bu tehditlerin hiçbirisi ne bizi ne Umumi Başkanımızı korkutmaya, yıldırmaya, art adım attırmaya yetmeyecektir” görüşünü dile getirdi.

Tezcan, CHP’nin hak yürüyüşünün, adaleti yok edenleri rahatsız ettiğini kaydederek, istikbal günlerde yapılacak hak kurultayının da aynı şekilde rahatsızlık verdiğini söyledi.

“ADALET ÖNÜNDE HESAP VERMEYE HAZIRIZ”

“Adaleti yok edenlerin, sağa sola ‘yazıklar olsun’ demeye hakkı yoktur. Yazıklar olsun adaleti yok edenlere.” diyen Tezcan, CHP’nin yok edilen adaleti yeniden bulmanın kavgasını ve mücadelesini verdiğini dile getirdi.

Erdoğan’ın hak yürüyüşüyle ilgili “Siz, İstanbul’a kadar yürüdünüz, sizi devletin emniyet güçleri korudu” diyerek, bunu bir lütuf gibi anlattığını anlatım eden Tezcan, “Yürüyüşle ilgili emniyet önlemi almak devletin görevidir, lütuf değildir. Devletin görevini, hizmetini lütuf gibi görme anlayışı diktatörlere özgü anlayışlardır. Diktatörler, devlet olarak hizmet etmek zorunda oldukları görevleri yaptıkları vakit bunu bir lütuf gibi algılarlar. Çünkü onlar vatandaşı maraba, kendilerini dev aynasında görürler. Bugün Türkiye’nin geldiği nokta budur” değerlendirmesinde bulundu.

Tezcan, Erdoğan’ın ayrıca kendileri için “Adalet önünde hesap verecekler” dediğini aktararak, “Biz, hak önünde hesap vermeye hazırız. Hak önünde hesap vermekten korkmuyoruz. Yok ettiğiniz adaletin değil, gerçekten adaletin olduğu bir yerde hep birlikte hesap vermeye hazırız. Gerçek bir adaletin önünde hesap verme laf konusu olduğunda, adliye kapılarından evlerine gidecek yolu bulamaz AK Parti yönetimi, hükümeti” dedi.

“KUMPAS HAZIRLIĞININ İKRARI”

Erdoğan’ın bu konuşmalarının satır aralarında diğer bir şeyin gizli olduğunu öne süren Tezcan, “Bir yeni kumpas girişimi var. CHP’ye ve Umumi Başkan Kılıçdaroğlu’na dönük bir kumpas hazırlığının ikrarıdır Recep Tayyip Erdoğan’ın bu konuşmaları” ifadesini kullandı.

Tezcan, evvel havuz medyasında iftira kampanyalarının başlatıldığını, troller vasıtasıyla sosyal medyada iftiraların atıldığını ileri sürerek, şunları kaydetti:

“Şimdi üçüncü kademede partinin en tepesindeki şahıs AK Parti Umumi Başkanı, dünkü konuşmasında Umumi Başkanımızı tehdit ederek, CHP’ye dönük bir yeni kumpasın ikrarında bulunmuştur. Enis Berberoğlu ve ona yönelik baskı altında verilen mahkumiyet kararı üzerinden kendilerince CHP’ye dönük bir kumpasın peşindeler. Bizim alnımız ak. Bizim çekinecek ve korkacak hiçbir şeyimiz yok, bizim sırtımızda pis heybelerimiz yok, bizim hesabını veremeyeceğimiz yolsuzluk dosyaları, terör örgütleriyle, cemaatlerle pis ittifaklarımız yok. Biz, devletin hiçbir kurumunu, hiçbir kimseye ve hiçbir yere teslim etmedik. Onun için hesap vermekten korkmuyoruz, korkan sizsiniz. Yeni kumpas girişimleri hiç kuşku duymuyorum ki ellerinde patlayacak.”

Bülent Tezcan, “Bu açıklamalar bir şeyi göstermiştir ki İstanbul Milletvekilimiz Enis Berberoğlu bir mahkeme tarafından mahkum edilmemiştir. Aslında Berberoğlu, iktidar tarafından rehin alınmıştır. Mahkumiyet kararı veren mahkeme, iktidarın Enis Berberoğlu’nu rehin alma işlemine aracılık etmiştir. Bu rehinin hedefi bir kumpas planıdır. Buradan CHP’ye sıçrama hesabıdır. Ama bu, ne Berberoğlu’nu lekeleyebilecek ne de CHP’ye sıçramaları sağlayabilecek bir tezgah olmayacaktır. Oklar kendilerine dönecek ve kendilerini vuracaktır” dedi.

“MAHKEME BAŞKANINI NİYE DEĞİŞTİRDİNİZ”

Enis Berberoğlu’nun tutukluğuna yapılan itirazla ilgili istinaf mahkemesinin karar vereceğini belirterek, 2 Ağustos’ta Hakimler Savcılar Kurulu’nun bir karar alarak Berberoğlu’nun dosyasına bakacak mahkeme başkanının vazife yerinin değiştirildiğini kaydetti.

Tezcan, bunun, Berberoğlu’nun iktidar zorbalığıyla rehin alındığının delili olduğunu iddia ederek, daha evvel de mahkumiyet kararı veren mahkemenin başkanının, heyetin değiştirildiğini anlatım etti.

“Hakimler Savcılar Kurulu’na soruyorum, ikinci bölge adliye mahkemesi başkanını niye değiştirdiniz Bu yeni kumpasın neresindesiniz?” diyen Tezcan, bunları tek tek ortaya çıkarmaya devam edeceklerini söyledi.

MYK toplantısında 26-30 Ağustos arasında Çanakkale’de gerçekleştirilecek “Adalet Kurultayı’nı” da görüştüklerini aktaran Tezcan, bu kurultayda güzel etkinliklerin, panellerin olacağını, insan hikayelerinin dinleneceğini, herkesin kendi tuğlasını koyacağı hak anıtının yapılacağını, adaletsizliklerin anlatıldığı bir hak kitabının oluşturulacağını anlattı. Tezcan, kurultayın hazırlıklarının devam ettiğini de dile getirdi.

“YENİKAPI RUHUNU İNCİTEN BİZ DEĞİLİZ”

Bülent Tezcan, açıklamasının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

“CHP Antalya Milletvekili Mustafa Akaydın’ın 15 Temmuz vuruş girişimi için kullandığı ‘tiyatro’ sözüyle ilgili disiplin soruşturması yapılması yönünde iktidar partisinden çağrılar var. Bu konuda ne diyeceksiniz?” sorusuna Tezcan, “Başbakan ve Hak Bakanı ‘Biz yeni bir devlet kuruyoruz.’ diyen parti üyesiyle ilgili evvel bir kalksın disiplin soruşturması yapsın. ‘O devletin başkanı Recep Tayyip Erdoğan’dır, biz yeni bir devlet kuruyoruz, o devletin lideri Erdoğan’dır’ diyen densiz parti üyesi hakkında evvel bir disiplin işlemi yapsınlar, onu bekliyoruz. Hala böyle bir devinim yok” yanıtını verdi.

Tezcan, “Kontrollü vuruş demek, bir tiyatro demek değildir. ‘Bu vuruş girişimi bir tiyatrodur.’ demiyoruz. Gerçekten bir vuruş girişimi olmuştur. Darbenin merkez örgütü FETÖ’dür ama bu vuruş girişimi öngörülmüştür, istihbaratı alınmıştır, önlenmemiştir, sonuçlarından yararlanılmıştır, 20 Temmuz darbesi yaratılmıştır” ifadelerini kullandı.

Başbakan Binali Yıldırım’ın, “Yenikapı ruhunun incindiği” yönündeki açıklamalarının hatırlatıldığı Tezcan, “Yenikapı ruhunu inciten biz değiliz. Yenikapı ruhunu inciten aslında hem Başbakan hem AK Parti Umumi Başkanının tutum ve söylemleri. Darbenin siyasi ayağını gizlemeye dönük tutumlarına baktığımızda aslında milletin darbeye karşı direniş ruhunu incittiler” karşılığını verdi.

“Kılıçdaroğlu’nun Alman Focus dergisine” yaptığı mülakatın sorulduğu Tezcan, “İktidar, kurdukları, kurguladıkları yalanlar üzerinden saldırma alışkanlığında fazla mahir. Ona destek olan bir hayli varlıklı medya grupları var ellerinde ve o yalanları gerçekmiş gibi anlatmaya çalışıyorlar” dedi.

“KURTULMUŞ’UN CEVABINI HIZLANDIRMASINI UMUYORUZ”

Kılıçdaroğlu’nun söylediklerinin fazla aleni olduğunu anlatım eden Tezcan, şunları kaydetti:

“Türkiye’yi dışarıya şikayet etmeye dönük bir beyanatı yoktur, fazla açık. Siz adaleti, hukuku yok ederseniz memleket içerisinde ana muhalefet partisi umumi başkanı da bunu söyleyecektir. Bunu nerede hangi gazete olursa orada söyleyecektir. Dergi kendi yorumunu katarak gerçeğe aykırı bir izah yapmış, onu da ‘Böyle bir açıklamamız yoktur’ diye hemen düzelttik. Türkiye’yi vatan dışına, yabancı ülkelere şikayet etme konusunda bir deney arıyorlarsa, o tecrübeyi bizde bulamazlar. O tecrübeyi kendi geçmişlerine baktıklarında fazla rahat görürler. Hak ve Kalkınma Partisi iktidar olmadan evvel Avrupa’da ve Amerika’da şikayet etmedik kapı bırakmadılar Türkiye’yi.”

“Az evvel bir kumpastan bahsettiniz. Bu kumpasın MİT TIR’ları üzerinden mi kurulacağını söylüyorsunuz?” sorusu üzerine Tezcan, “Dün Hak ve Kalkınma Partisi’nin Umumi Başkanının Trabzon’da yaptığı konuşma odur. Söylediği şey, ‘MİT TIR’larıyla ilgili Berberoğlu hakkındaki davanın sonucunun nereye uzanacağından rahatsızsın, adliye önünde hesap vereceksin, bu sana uzanacak’ diyor” değerlendirmesinde bulundu.

Tezcan, “böyle bir rehin alma tehdidine ne Berberoğlu’nun ne herhangi bir milletvekilinin ne partilerinin ne de Kılıçdaroğlu’nun teslim olmayacağını” söyledi.

“Adalet Kurultayı’nın yeri konusunda Kültür ve Turizm Bakanlığına yaptığınız başvuruya cevap geldi mi?” sorusuna Tezcan, “Gelmedi henüz, bekliyoruz. Gelibolu hükümetlerin malı değildir, milletin malıdır. Gelibolu ile ilgili bu aka buluşma konusunda ruhsat verileceğini umuyoruz, bekliyoruz. Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş’un cevabını hızlandırmasını umuyor ve bekliyoruz” yanıtını verdi.