Başörtülü Öğretmenin Zorlu Mücadelesi

Başörtülü Öğretmenin Zorlu Mücadelesi

ABONE OL
08 Mart 2016 18:13
Başörtülü Öğretmenin Zorlu Mücadelesi
0

BEĞENDİM

ABONE OL

28 Şubat Postmodern Darbesi mağdurlarından Süleyman Çakır Kız Anadolu Lisesi Müdiresi Serpil Kılıç Cebeci o dönem başından geçen olayları anlattı.

28 Şubat Dönemi’nde başörtülü olduğu için çeşitli yaptırımlara, hakaretlere maruz kalan Serpil Kılıç Cebeci, o dönemi anlatırken duygu dolu anlar yaşadı. İslami ilimlerle lisede tanıştığının altını çizen Cebeci, “Lise döneminde İslami kaynakları okumaya başladım. Kaynaklarda bize söylenen bir şey vardı. Ben tercihimi yaptım ve hayatıma başörtülü olarak devam etmeye karar verdim. Ancak lisede bu mümkün değildi. 1995’te Anadolu Üniversitesi İngiliz Dili Edebiyatı Öğretmenliği’ni kazandım. Başörtülü olarak geldim ve ilk tepki ailemden geldi. Ama ben kararımdan dönmedim. TOEFL Sınavını geçtiğim için hazırlık okumadan birinci sınıftan başladım. Üçüncü sınıfa kadar problem olmadı. Üçüncü sınıfta okula geldiğimde başörtülü olduğumuz için bizi üniversiteye almadılar. Başörtülü fotoğraf bile kabul etmediler, kaydımızı yaptıramadık. Kaydı bir şekilde yaptırdık ama ilk günden sınıflardan çıkarılmaya başladık” dedi.

“MÜCADELE ETMEMİZ GEREKTİĞİNİ DÜŞÜNÜYORDUM”

Cebeci konuşmasını şu ifadelerle sürdürdü:

“Fakültede başörtülü arkadaşlarla toplandık ne yapabiliriz diye. 200’e yakın arkadaşlardan hemen dökülmeler oldu. 50 kişi kaldık. Ben gerçekten mücadele edersek yapabileceğimizi düşünüyordum. Arkadaşlarla hep bir araya geldik. Uyarı cezası aldım. Ardından kınama cezası aldım. Sonra 2 haftalık bir uzaklaştırma cezası aldım. Daha sonra bir dönemlik uzaklaştırma cezası aldım. Kılık kıyafet yönetmeliğine aykırı bir şekilde derslere girdiğim içinmiş. Fakülte sekreterimiz her cezada tebliğ etmek için çağırıyordu. ‘Sizi anlıyorum, ama başkalarının eğitim hakkını elinden alıyorsunuz. Sen kazanmasaydın başkası gelecekti. Puanı senden aşağıda olanlar gelecekti. Başkalarının hakkına engel oluyorsun, hani sizde kul hakkı önemliydi’ gibi şeyler söylüyordu. O ikna etmeye çalışıyordu ben de kendi çapımda kendimi savunuyordum.”

“ÇİRKİN TEKLİFLERE MARUZ KALDIM”

Çirkin tekliflere maruz kaldığını söyleyen Cebeci, “Kaydım devam ediyordu, ama sınava giremediğim için bütün sınavlardan sıfır aldım. Bursum kesildi, çalışmaya karar verdim. ‘Çalışmak yerine evlenmeyi düşünmez misin?’ gibi teklifler aldık. Hamamyolu’nda iki üç başörtülü arkadaş yürürken ‘Size Müslüm Gündüz lazım’, ‘Fadime Şahinler geliyor’ gibi laflar atılırdı. Babam yaşındaki adamlar ‘İkinci evliliği düşünmez misin?’ diye teklif ediyorlardı. Çok ağır şeylerdi bunlar. Bir arkadaşıma da ‘Ev tutayım, her türlü ihtiyacını karşılayayım, beraber yaşayalım ama evli olamayalım’ gibi teklifler geldi” şeklinde konuştu.

“MEMLEKETİMDE DE DIŞLANDIM”

Kendi memleketindeki insanlar tarafından da dışlandığını aktaran Cebeci şunları söyledi:

“Evime gitmeyi düşündüm. Gitmeden önce de üniversiteyi eğitim öğretim hakkımı elimden aldığı için mahkemeye verip öyle gittim. Hemen duyuldu okulu bıraktığım. ‘Bunun beynini yıkamışlar’ diyorlardı. Köyde çok dışlandım. Düğünler filan olduğunda ‘Serpil gelmesin’ diyorlardı. Mahkemeyle ilgili kaybettiğime dair mektup gelmiş. Açmışlar zarfı. Mahkemeyi kaybettiniz bunun karşılığında karşı tarafın mahkeme masraflarının ödenmesi yazıyormuş. Babamlar öğrendi bunu. Onlara kendim çalışıp ödeyeceğim dedim. Köyde tarım işçisi olarak çalıştım. İmamın tarlasında çalıştım. İmam haber yollamış ‘Eğer istiyorsa ikinci eş olarak alırım’ demiş. Okula geri dönmemde etkili oldu bu. Parayı biriktirdim, ama ödenmiş. Osman bey (Cebeci) tarafından ödenmiş. Bana her türlü yanımda olacağını söyledi evlenme teklif etti. Ben onu umut olarak gördüm ama beklettim. Onunla evlenirsem kurtulurum gibi görmedim. Okulu bitirmeye karar verdim.”

“BAŞÖRTÜMÜ ÇIKARMAK ÇOK AĞIR GELDİ”

Cebeci konuşmasını şu sözlerle noktaladı:

“Başörtümü çıkarmak çok ağır geldi bana, kendimi çok kötü hissediyordum. Sınıfta en arka sıraya oturuyordum. Hayattan kopmuştum. Okulumu bitirip sınava girdim ve atandım. Atandığım yeri öğrenmek için İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne de başörtülü gittim. Beni odaya almadı, ‘Çık dışarı, bu odaya bu şekilde giremeyeceğini bilmiyor musun’ dedi. Ben ‘okulumu öğrenmek istiyorum’ dedim Güvenlik görevlisi kolumdan tutup dışarıya attı. Görev yaptığım okulda da 18 Martta bir günlük eylem yaptık. Okula başörtülü gittik. Bundan sonra böyle olacak dedim. 2013’den sonra da elhamdülillah başörtülü çalışabiliyoruz.”

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.