warez onwin giriş deneme bonusu fenomenbet fenomenbet giriş fenomenbet mobil deneme bonusu betbonusking.com bonus veren siteler casibom casibom casibom casibom
maltepe escort ataşehir escort pendik escort kurtköy escort kadıköy escort ataşehir escort ümraniye escort anadolu yakası escort kartal escort istanbul escort kadıköy escort maltepe escort ataşehir escort
mersin escort gaziantep escort bayan gaziantep escort seks hikayeleri porno izle gaziantep rus escort gaziantep escort bayan şahinbey escort şehitkamil escort gaziantep escort türbanlı escort
Bostancı escort Kadıköy escort Ankara Escort seks hikayeleri montenegro escort eryaman escort antalya escort bodrum escort bodrum escort alanya escort escort kayseri
bodrum escort kocaeli escort porno sikis eskişehir escort antalya escort Antalya Escort
toopla.com oclamor.com meyvidal.com istanbulviva.com ilogak.com hamkarfa.com blackmoth.org lithree.com vidsgal.com nattsumi.com avcılar escort bayan esenyurt escort bayan ataköy escort bayan fatih escort bayan beylikdüzü escort bayan silivri escort bayan çapa escort bayan fındıkzade escort bayan büyükçekmece escort bayan
CHP İlçe Başkanı

CHP İlçe Başkanı

ABONE OL
08 Mart 2016 18:07
CHP İlçe Başkanı
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Eski Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Bülent Orakoğlu’nun konferans sırasında Anayasa Mahkemesini eleştirmesine kızan CHP Tavşanlı İlçe Başkanı Füsun Aktakka Yıldız, “Can Dündar gazetecilik yaptığı için yargılandı. Özgürlük yok artık Türkiye’de” diyerek, salonu terk etti.

Eski Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Bülent Orakoğlu, Kütahya’nın Tavşanlı ilçesindeki Kültür Sarayı’nda Dumlupınar Üniversitesi ve ilçe belediyesince düzenlenen etkinlikte “Türkiye’de Terör” konulu konferans verdi. Türkiye’nin, bugün dünyaya insanlık, insan hakları ve özgürlükler adına çok ciddi anlamda ders veren ve kafa tutabilen bir ülke haline geldiğini aktaran Orakoğlu, dış güçlerin ve üst akılın hedefinin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olduğunu kaydetti.

Orakoğlu, “Ben 28 Şubat süreci içerisinde Emniyet İstihbarat Daire Başkanlığı görevinde bulundum. Post Modern Darbe süreci dediğimiz süreçte biz devletin bize vermiş kanunlar çerçevesinde Batı Çalışma Grubu dediğimiz Türkiye’yi darbe şartlarına götürmeye çalışan grubu deşifre ettik. O dönemin Refah Yol hükümetine bu darbe belgesini verdik. Bu Cumhuriyet tarihinde bir ilktir. 28 Şubat tarihinde ben kanunların bana verdiği görevi yaptım. Onun dışında Sur’da ve diğer yerlerde görüyorsunuz öz yönetim kurma hayalleri olan bir takım unsurların batılı emperyalist güçlerin emrine giren PKK terör örgütü asker ve polislerimizi şehit ediyor. Bizlerin ise bu konuda mağdur olmamız sorun değil. Bir kişi polis ve asker olduysa her şeyi göze almış demektir. Çünkü bu ülke şehitlerin kanı üzerinde kurulmuştur. Bizim o süreçte yaptığımız istihbarat, Türk Silahlı Kuvvetleri içerisinde yapılmış istihbarat değildi. Türkiye’yi çok ciddi şekilde kardeş kavgasına götürebilecek. Türkiye’yi devlet eliyle kamplara bölecek bir cunta yapılanmasını ortaya çıkarmaktı. O süreçte bazı siyasiler istismar edildi. Mesela Allah rahmet eylesin Bülent Ecevit, ’Biz istihbaratlar arası irtibat kuracağız, istihbaratlar birbirleriyle savaşmayacak’ derdi. Bakın istihbaratlar 28 Şubat’ta birbiriyle savaşmadı. Bir tarafta Türk milletinin millet iradesini hiçe sayan seçimle gelmiş hükümeti çeşitli oyunlarla düşürmeye çalışan, bu amaçla hem medya üzerinde hem de devletin bütün kamu kurumları üzerinde baskı kuran bir cunta ekibi vardı. Bu cunta ekibinin istihbaratı ile bu istihbaratı önlemeye çalışan emniyet istihbarat daire başkanlığının ilişki kurması düşünülmezdi. Kaç kere bunu sayın Ecevit’e bildirdim mektupla. Dedim ki yanlış konuşuyorsunuz burada Emniyet istihbarat daire başkanlığını o dönemdeki Genel Kurmay istihbaratının, yasal istihbaratın veya milli istihbarat arasında hiçbir sorun yoktur. Bakın şimdi mahkemede yargılanıyorlar. Biz devlet millet olarak birlik beraberlik içerisinde olmamız gerektiği gibi, hem siyaset açısından hem de kurumlar açısından bu birlik beraberliğe en muhtaç olduğumuz süreç içerisinden geçiyoruz” dedi.

Anayasa Mahkemesi’nin Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül hakkında verdiği kararla, davaya bakan yerel mahkemeyi baskı altına aldığını aktaran Orakoğlu, şöyle devam etti:

“Can Dündar ve Erdem Gül ile ilgili daha iddianame yeni hazırlanmış, tüm iç hukuk yolları tüketilmiş mi sanki serbest bırakıyorsunuz. Böyle bir şey olamaz. Bu davranış millet iradesine 28 Şubat sürecinde yapılmış bir olay gibidir. Anayasa Mahkemesi yüksek yargı organıdır. Anayasa Mahkemesi bize darbe anayasasının hediye ettiği bir sistemdir. Peki bu süreçten sonra davaya bakan yerel mahkeme yüksek mahkemeye karşı nasıl duracak? Otomatikman yerel mahkemeye bu şekilde baskı kurulmuş oluyor.”

CHP Tavşanlı İlçe Başkanı Füsun Aktakka Yıldız, konuşmalara tepki gösterdi ve “Can Dündar gazetecilik yaptığı için yargılandı. Özgürlük yok artık Türkiye’de” diyerek salonu terk etti. Bunun üzerine, “Ben gerçeği konuşuyorum, biraz kalın Kılıçdaroğlu’ndan da bahsedeceğim. Bunlar şov için gelmiş, biz milletin menfaatleri için konuşuyoruz” diyen Bülent Orakoğlu, “Bir Cumhurbaşkanın Anayasa Mahkemesinde dosyası beklerken Türkiye’ye ihanet etmiş bir sanığın dosyasının öne çıkarılmasının sebebi nedir?” diyerek konuşmasını sürdürdü.

Konferansa Tavşanlı Belediye Başkanı Mustafa Güler, Kaymakam Numan Hatipoğlu, İlçe Emniyet Müdürü Turgay Temel ve çok sayıda davetli katıldı.

Konferansın sonunda Tavşanlı Belediye Başkanı Mustafa Güler, Orakoğlu’na çini tabak hediye etti.

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.

ucuz hosting dini konuşmalar iptali.org türkçe altyazılı film izle