Aydi Şeker / Mynet Haber
Bu yazımızda üniversiteye yeni başlayacak olanlar, geri dönenler, hatta son senesini okuyanlar ve yeni mezunlar için kariyer hedefleri ve iş bulma konularında tavsiyelerimiz olacak.
Fakat bu tavsiyelere geçmeden önce, bu yazının neden önemli olduğunu vurgalamak adına şu tabloyu paylaşalım:
Kaynak: ÖSYM
Gördüğünüz üzere durum pek de iç açıcı değil. Bazı bölümler diğerlerine göre daha avantajlı gibi gözükse de genel olarak üniversite mezunu olmak bir iş sahibi olmak için yeterli değil, maalesef. Hatta dünya çapında uzmanların ve iş verenlerin dediğine göre not ortalamanızın yüksek olması bile size bir iş garantisi vermiyor.
Bir de, kariyermemur.com sitesindeki bir yazıda işsiz mezunlarla yapılan röportajlardan bazı alıntılar yapalım.
İlk olarak bir sosyoloji mezununun yakınmaları:
“Artık iş ilanlarını takip etmek istemiyorum. Şu an geçici olarak lokantada komilik yapıyorum […] Mesleğini yapamamak çok kötü. […] Ailemle yaşıyorum hala. Onlarla konuşamıyorum, daha da çok moralim bozluyor. Arkadaşlarımla da iletişimi kestim, insan utanıyor. Kötü hissediyor kendini. Soruları yanıtlamaktan yoruldum.”
Bir İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi mezununun şikayeti de verilen yetersiz eğitimle ilgili:
“Üniversitede staj zorunluluğu yoktu, derse girme zorunluluğu da. Yabancı dil eğitim yoktu. Eğitimin içi boşaldı. Teorik eğitim alıyoruz. Gerçek hayat nasıl işliyor bilmiyoruz.”
Bu konu mezunlar için en büyük sorun. Zira satiskupu.com sitesinde yayınlanan haberde Universum tarafından yapılan geniş çaplı bir araştırmaya yer verilmiş ve sonuçlar şu şekilde:
“%88 Şirket kültürüne uyumlu olmak (Cultural Fit)
%86 Profesyonellik (Professionalism)
%78 Yüksek enerji (High Energy)
%61 Kendine güven (Self Confidence)
%58 Kendini yansıtabilme (Self Monitoring)
%57 Entellektüel merak (Intellectual Curiosity)
İşveren şirketler tarafından tercih edilebilmek için en yüksek oranda aranan özellikler.”
Theconversation.com’da yayınlanan yazıda ise farklı bir araştırmanın sonuçları paylaşılmış. Bu araştırmaya göre Avrupalı şirketlerin yarısından fazlasının adaylarda liderlik edebilme, takım çalışmasına yatkınlık, sosyal ağ oluşturabilme, tasarım ve bilişim becerileri ve vizyon sahibi olmak gibi özellikler aradığı ortaya çıkmış.
Yazının buraya kadar olan kısmı moralinizi bozmak içindi… Ama merak etmeyin; işverenler tarafından aranan bu profile sahip olabilmeniz için bazı tavsiyeler vereceğiz şimdi. Uygulamanızı şiddetle öneririz. Tabii işsiz gezip, sürünmek istiyorsanız uygulamayın, siz bilirsiniz…
Hiç bir iş veren başlangıç seviyesinde de olsa tecrübesiz bir çalışan istemez
Bu en bariz tavsiyemiz olacak: mutlaka yaz tatillerinde sürekli veya yarım zamanlı, okul zamanı ise yarım zamanlı işlerde çalışın/staj yapın. Bu işlerin bölümünüzle alakalı olması tabii ki tercih sebebi ama eğer okuduğunuz bölümle ilgili kafanızda soru işaretleri varsa başka bir alanda staj yapmak hem size yeni beceriler ve bilgiler kazandıracak hem de ufkunuzu genişletecektir. Belki bu alanda devam etmek isteyebilirsiniz. Bölüm değiştirmek imkansız ise okulda seçmeli dersleri bu alandan seçebilir, hatta ikinci ana dal veya yan dal bile yapabilirsiniz. Bunları hiç biri mümkün değilse bile özgeçmişinize yazabileceğiniz yeni bir tecrübeniz ve becerileriniz olur.
Fakat şimdiden sizi staj konusunda uyaralım; çoğu şirket stajyerlere sömürülmek için beleşe çalıştırılan yeni yetmeler gözüyle bakar. İstenilenleri ve daha fazlasını şikayet etmeden, hevesle yapmak birilerinin gözüne girmenizi sağlayabilir. İleride özgeçmişinize referans olarak yazabileceğiniz kişi sayısını böylece arttırabilirsiniz.
Tüm bunlar şu anda gözünüze zor gelmiş olabilir ama inanın ki hiç bir iş veren “of zor iş ya, ne kasıcam?” diyen birini işe almak istemez. Büyük ihtimalle aşağıdaki internet “meme”sini hazırlayan da bu tip bir kişilikti:
“Neden başlangıç seviyesindeki bir pozisyon 3-5 yıl deneyim ister?”
Okul dışı aktivitelerin önemi
Sadece iyi bir ortalamanın iş sahibi olmanızı garantilemediğini söylemiştik. Staj ve iş tecrübesinin yanı sıra iş verenler adayların sosyal aktivitelerde de yer almasını tercih ediyor.
Bu aktiviteler sinemaya gitmek, dizi izlemek, WoW’da 100. level karaktere sahip olmak, her hafta halı sahaya gitmek gibi genel ve iş için gerekli olan becerilere sahip olmanızı sağlamayan aktiviteler olmamalı. Bunları da yapın tabii isterseniz ama özgeçmişinize eklemeye değer nitelikler değiller maalesef.
“Okul dışı aktiviteye ihtiyacı var. Bira Kulübüne Katıldı.”
Peki, iş verenlerin ilgisini çeken okul dışı aktiviteler neler? Okulunuzdaki öğrenci toplulukları ve kulüplerine katılabilir, bunlarda aktif olarak görev alabilir, okul dışında da spor, felsefe, kitap, müzik, sinema vb. kulüplere katılabilirsiniz.
Sonuç olarak olay yine yeni beceriler kazanmaya ve ufkunuzu genişletmeye geliyor. Kısaca; meraklı olun, çok yönlü olun.
Bütün gün internettesiniz, bundan faydalanın
Malum, günümüzde insan istediği (bazen de hiç istemediği) her türlü bilgiye erişebiliyor. Bundan sonuna kadar yararlanın. Kendinizi geliştirmek, yeni programlar öğrenmek için interneti diledğiniz kadar sömürün:
Arama motorlarını etkili bir biçimde kullanmayı öğrenin.
Word, Power Point, Excel, Photoshop vb programları başlangıç seviyesinin üzerinde kullanabilmek için çaba gösterin.
Bölümünüz ile alakasız olsa bile yazılım programlarını ve dilleri hakkında bilgi sahibi olun.
Yerel ve uluslarası gündemi, sosyal medyayı, teknolojik gelişmeleri takip edin.
İlgilendiğiniz konu veya konularla ilgili bir blog yazın.
Sosyalleşme ve Ağ Oluşturma
“Ağ oluşturma. Bu önemli bir mesele” Ron Burgundy diyorsa, doğrudur.
Her ne kadar adil gözükmese de tüm dünyada ama özellikle Türkiye’de kayırma, torpil, akraba, dıdısının dıdısını tanımak iş sahibi olmakta büyük bir faktör.
Herkes doğuştan geniş bir çevreye sahip olmayabilir ama üniversiteye girdiğiniz andan itibaren mümkün olduğunca çok insanla sosyalleşmeye, özellikle sizden yaşça büyük, iş sahibi insanlarla tanışmaya, onlardan alabildiğiniz kadar bilgi almaya çalışın.
Liderlik vasfı gelişmiş insanları gözlemleyin: İnsanları nasıl yönetiyorlar? Nasıl kendilerine saygı duyulmasını sağlıyorlar? Kullandıkları dil ve kelimelerin nasıl bir etkisi var? Vücut dillerini nasıl kullanıyorlar?
Genişleyen sosyal çevrenize ayak uydurmaya özen gösterin. Özellikle profesyonel çevrenizdeki biriyle bir kere tanışıp, Facebook’tan ekledikten sonra sadece o kişinin gönderilerini ‘like’lamak sizi çok da sosyal bir insan yapmaz. Arada sırada hal hatır sorun, tavsiye isteyin. Hayatınıza giren birinin ne zaman, hangi konuda size yardımcı olabileceğini bilemezsiniz. Bir şeye ihtiyacınız olduğunda o kişiden istemeye yüzünüz olsun.
Bize inanmadıysanız belki şu ördek sizi ikna edebilir:
“Yüksek not ortalaması kağıt üzerinde iyi gözükür ama ağ oluşturmak ve arkadaşlıklar sizi iş sahibi yapar.”
Küreselleşen dünyada yabancı dilin önemi
Yazımızın en başındaki moral bozma kısmında paylaştığımız röportajlardan birinde işsizlik mağduru mezun bir arkadaşımız okullardaki eğitimin yetersizliğinden, yabancı dil bile öğretmediklerinden bahsetmişti.
Okuduğunuz bölüm ne olursa olsun mutlaka, en azından temel seviyede, İngilizce okuma, yazma ve konuşmayı öğrenin. Bunun dışında zaten bir yabancı dil biliyorsanız ikinciyi öğrenmek size her zaman artı puan kazandıracak ve çok fazla kapı açacaktır. Ne demiş atalarımız: “bir lisan, bir insan.” Belki de sizin için bir lisan, bir iş olabilir.
Kendinizi tüm bu konularda geliştirmek için: Online Video Eğitim
Sonuç olarak:
Evet, bayağı kasmanız gerekiyor! Kısaca; üniversite hayatınız boyunca hem okula gidecek, hem staj yapacak, hem sosyalleşecek, bir yandan yeni yetenekler kazanmak için uğraşıp bir yandan da bir çok yeni program öğreneceksiniz.
Hayatta kazanılan hiç birşey kolay olmadığı gibi iş sahibi olmak da sadece derslere giderek elde edilebilecek bir şey değil; bu yazıdan çıkarmanız gereken sonuç bu.
Tüm öğrencilere yeni eğitim yılında başarılar, mezunlara da bol şans… ve sabır diliyoruz.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.